DÖNÜŞÜM İŞLEVSEL Mİ İDEOLOJİK Mİ? İSTANBUL’DA 1453 DÖNEMİNDE YENİDEN
İŞLEVLENDİRİLEN DİNİ YAPILARIN MEKÂNSAL DAĞILIMI ÜZERİNE
GÖZLEMLER
Doç. Dr. Zeynep Aktüre,
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Geçtiğimiz yıl İstanbul Ayasofya Müzesi’nin cami olarak yeniden açılmasından sonra Kariye Müzesi’nde de aynı yönde çalışmaların başlaması ile kentin Osmanlı yönetimine geçmesinin ardından hangi dini yapılarda benzer işlev değişiklikleri gerçekleştiği popüler ve bilimsel gündem oldu. Yasal açıdan benzer dayanakları olmakla birlikte iki yapı arasındaki konum, ölçek, simgesel anlam, mekânsal kurgu, mimari süsleme, korunmuşluk durumu gibi farklılıklar nedeniyle güncel yeniden işlevlendirilme süreçlerinde gözlenen farklılaşma, araştırmacılar için farklı dönem ve yapılardaki dönüşümlere ilişkin de ipuçları sundu. Bu vesileyle Stephanos Yerasimos (2011), Semavi Eyice (2012) gibi konunun uzmanı araştırmacıların II. Mehmet döneminde kentte mevcut dini yapıların pek azının camiye dönüştürüldüğü, ancak (1856 Islahat Fermanı kilise onarımları ve inşaatlarının önünü açtıktan sonra 1453 döneminde gayrimüslim cemaatlerin kullanımına tahsis edilen Doğu Roma kiliselerinin çoğu genişletilerek yenilendiği için) camiye çevrilen örneklerin mimari miras olarak korunmuşluk durumunun daha iyi olduğu, ayrıca aynı dönemde yeniden işlevlendirmelerin medrese, arslanhane, cebhane, baruthane, tersane ambarı gibi çok çeşitli kullanımlar içerdiği gibi saptamaları da hatırlandı.
Önerilen
bildiride, İstanbul’daki dini yapıların 1453 döneminde geçirdikleri
dönüşümlerde gözlenen bu çeşitliliğin kent içindeki
mekânsal dağılımı mevcut yayınlar üzerinden
araştırılarak, Paul Magdalino’nun (2018) yeniden işlevlendirmelerin “işlevsel”, “kutsallıktan arındırma” ve
“ideolojik” nedenlerle yapıldığı gözleminden hareketle, bağlamsal bir yaklaşımla yorumlanmaya çalışılacaktır. Konunun
uzmanları 1453 döneminde ayakta olan dini yapıların
ve hangilerinin ne şekilde işlevlendirildiğinin tam listesinin, ayrıca adı ve
işlevi bilinen bazı yapıların konumu, konumu bilinen bazı yapıların ise ne şekilde
işlevlendirildiği üzerinde uzlaşı bulunmadığını ifade etmektedirler. Çalışmanın amacı işlev değişikliklerinin bağlamsal olarak anlamlandırılmasının verimliliğini tartışmak olduğundan, bu kısıta rağmen, arslanhane ve baruthane dönüşümlerinin Topkapı Sarayı ile mekânsal ve işlevsel ilişkisi, 1453 sonrasında
Ermeni nüfusun yerleştirildiği bölgeler içinde kalan Doğu Roma kiliselerinin bu cemaatlere tahsisi sırasında Rum Ortodoks cemaatlerce yapılan itirazlar ve bu örneklerde (üst ölçekten bakıldığında gözlenen kilise işlevindeki
sürekliliğin altında iki kilisenin pratikleri arasındaki farklara işaret eden) işlevsiz kalan ayazma türü mekân
bileşenleri gibi unsurlardan hareketle, dini yapıların yeniden
işlevlendirilmesi tartışmalarına katkıda
bulunacak bazı gözlemler yapılabilecektir.