Dr. Cemal Salman, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Dr. Cemal Salman, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

İnşa, Mücadele, Müdahale: Alevi Toplumsal Mekânının Dönüşüm Dinamikleri


Toplumsal olanın mekân-yer, hafıza ve kimlik ile iç içe üretildiği ve aynı zamanda bütün bunların inşasında belirleyici olduğuna dair hatırı sayılır bir literatür birikmiştir (Halbwachs. 2017; Nora, 1989; Connerton, 2014; Lefebvre, 2014; Massey, 1994). Alevi toplumsal mekânları da hem kırsal düzende hem kentleşme sürecinde Alevi kimliğinin oluşum ve ifadesinin kritik unsurudur. Kırsal düzende Alevi mekân anlayışı ve pratiği; felsefi, gündelik ve toplumsal mekânın, Lefebvre’in üçlemesiyle kavramlaştırırsak algılanan, tasarlanan ve yaşanan mekânların diyalektik olarak iç içe geçtiği bir görünüm arz eder (Salman, 2019). Bu örgü içinde inanç-ibadet mekânları, gündelik mekânın dönüştürülmesiyle yaratılan yerlerdir. Tekil bir ziyaret yerinden geniş ocak ağına kadar, Alevi kırsal düzeninde mekânın çeşitli heterotopyalar (Foucault, 2005) biçiminde örgütlendiğini söyleyebiliriz. Bu dönüştürme pratiği, kente göçün ilk evresinde de imdada yetişmiştir. Kırsal düzende zorlayıcı şartlar gereği müstakil bir ibadet mekânı olarak kurumlaşmamış cem yerlerinin, kentsel alanda hem ibadet yeri hem temel toplumsal-kültürel ihtiyaçların karşılandığı mekânlar olarak kendini göstermesi, bu dönüşümün göstergelerinden biridir. Cemevleri; Alevi kimliğinin yeniden inşasında mekân odaklı bir mücadelenin sembolü olarak yükselirken, siyasal-bürokratik iktidarların ve diğer baskılayıcı aktörlerin inanç ve kültüre müdahale araçlarından birine de dönüşmüştür. Aleviler bu süreçte, bir yandan ocak ağ düzeninin çözülmesi, ziyaret mekânlarının ve kültürünün değişmesi, inanç-ibadet mekânlarının fikri-fiziki inşası gibi kentleşmeyle ortaya çıkan yeni sorun alanlarıyla yüzleşmişlerdir. Hepsi sosyomekânsal bir özellik arz eden bu sorunları, topluluğun iç dinamiklerine dayalı dönüşümler olarak ifade edebiliriz. Öte yandan geçmişten gelen pratiğin çeşitli biçim ve düzeylerde yansıması olarak, Alevi inanç ve toplumsal mekânlarına kâh resmi iktidar odakları ve uzantılarının kâh sivil aktörlerin müdahalesi günümüzde de devam etmektedir. Alevi ibadet mekânını tanımlama, Alevi kutsal mekânlarını tanımama, Alevi yerleşimlerine yönelik sözlü ve fiziki taciz bu müdahalenin kimi görünümleridir. Bunları da dönüşüme zorlayan dışsal dinamikler olarak ifade edebiliriz. Bugün Aleviler, bu iki yönlü dönüşüm baskısı karşısında, inanç ve kültürlerini yaşatma, Alevi kimliğini mevcut şartlarda yeniden inşa sürecinin içinden geçmektedirler.

Galeri