Dr. Radu DIPRATU, Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü

Dr. Radu DIPRATU, Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü

‘Onların Kiliselerini Almayacağım ve Camiye Çevirmeyeceğim’: Osmanlı Galatasında Katolik Kiliselerin Ahdnamelerle Belirlenen Yasal Statüsü

Dr. Radu DIPRATU, Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü

Bizans’ın başkenti Konstantinopolis’i fethettikten kısa süre sonra II. Mehmet, gönüllü olarak sultana teslim olan Galata sakinlerine, şimdi bilinen adıyla bir ‘ahdname’ ya da kapitülasyon yayınladı. Bu belge,  Müslüman olmayan bir cemaate Müslüman bir yöneticiyi tanımaları, düzenli vergi ödemeleri, belli toplumsal ve dini kısıtlamaları kabul etmeleri karşılığında koruma garantisi veren klasik bir dhimma paktıdır. 1453 Galata ahdnamesinin şartları (Katolik) kiliselerin akibetine de temas etmiştir: Galatalılar kiliselerini ellerinde bulunduracaklar, buralarda ibadetlerini yerine getirecekler, ancak çan veya semantron çalmayacaklar, yenilerini inşa etmiyeceklerdir; daha önemlisi bu kapitülasyon camilere el konmayacağını ve camiye çevrilmeyeceğini belirtmektedir.  Bu şartın daha II.Mehmet’in hüküm sürdüğü dönemde ihlal edilmesine rağmen ‘ahdname’ ilerideki yüzyıllarda hukuki bir kaynak olarak ileri sürülmeye devam etmiştir.

Galata’nın Katolik kiliseleri onyedinci yüzyılın sonlarında, 1660’daki yangından hasar gördükten sonra yeniden ahdnamenin ve diğer diplomatik girişimlerin konusu oldu. 1673’deki Fransız kapitülasyonları iki kilisenin mülkiyet ve renovasyon çalışmalarına ilişkin yasal bir çevçeve sağlamıştır. Ancak, Venedik bundan üç yıl önce Galata’daki en büyük Katolik kilise St. Francis için böyle bir işlemi sağlamayı başarmıştı. Bu tür kilise onarımları için o zamana kadar Venediklilere herhangi bir ‘ahdname’ çıkarılmış olmamasına rağmen, şeyhülislam Yahya Efendi’nin fetvasına dayanarak sultanın verdiği emirle, Galata’nın 1453’de barışçı yolla geri teslim edilmesine sebep olmuştur.

Benim sununum, Osmanlı-Türk metinlerine dönerek, Galata’daki Katolik kiliselerin mülkiyeti ve yenilenmesi için yasal bir çerçeve oluşturmakta ‘ahdname’lerin oynadığı rolü yeniden inceleyecektir. Geleneksel tarih yazımının aksine, Porte’nin Fransa’ya ya da başka bir yabancı güce, ahdnameler vasıtasıyla Katolikliğin koruyucu olarak özel bir statü verme amacını taşımadığını öne süreceğim. Bu belgelerin işleyişinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için, başka bölgelerdeki kiliseler için verilen kapitülasyon hükümleriyle kıyaslamalar da yapılacaktır.  

 

Galeri