Müze ve Kültür Merkezi olarak Sufi tekkeleri:
Sekülerliğin mührü mü?
Lucía CIRIANNI SALAZAR, PhD adayı, Berlin Özgür Üniversitesi
Sadece birkaç istisna dışında 1925 tarihli 677 sayılı
kanunla verilen kapatılma emrinden sonra yaşayan Türk tekkeleri artık Sufi
tarikatların toplanma yerleri olarak çalışmıyor. Son zamanlarda restore edilen,
resmi olarak kapatılmalarından sonra camiye dönüştürülmüş olmayan tekkeler
günümüzde müze veya kültür merkezi gibi seküler bir figür olarak varlığını
sürdürüyor. Tekkelerin restorasyonu, açıkça cumhuriyetin ilk yıllarının
sekülerleşme reformları kapsamında kaybolan
kültürel mirası geri kazanma motivasyonu ile gerçekleştirilmiştir, ancak
bu mekanlarla ilk sakinleri arasında yaratılan kopukluğun geri dönmesi mümkün
değildir. Ayrıca, ‘kültürel miras’ kavramı Sufi faaliyetler için modern ve seküler
bir yaklaşımdır ve bu mekanların geçmişinden geri getirebileceği şeyler
sınırlıdır. Tekkelerin müzelere ve kültür merkezlerine dönüştürülmesi ile ne
korunur ve hangi kayıplar ‘mühürlenir’? Bu makalede, restore edilen tekkelerin
durumu hakkındaki bu gözlemler kritik olarak, İstanbul, Bursa, Konya ve
Samsun’da 2016 ile 2019 arasında yaptığım saha çalışması araştırmalarından
alınan örnekler kullanılarak çağdaş Türkiye’deki sekülerizm ve sekülerlik
hakkındaki tartışmalarla bağlantılı olarak analiz edilmiştir.