Bursa’nın dini anıtları ve 19’uncu Yüzyılın Sonunda Terk Edilmeleri ya da Dönüştürülmeleri
Bu makale Tanzimat dönemi (1839-1876) ve Abdülhamid
dönemi (1876-1909) döneminde ayakta olan anıtlarla sınırlı olması nedeniyle,
Osmanlı İmparatorluğunun ilk başşehri olan Bursa, dini mekanların
yeniden-kullanımı konusunu incelemek için ilginç bir sahnedir. Bu makalede bazı
dini anıtların statüsü, başka amaçlara uygun hale dönüştürülmesi ya da nüfus
hareketleri ve siyasi değişiklikler yüzünden terk edilmesi incelenmektedir.
Ayrıca dini statülerini koruyan, seçilerek evkaf arazisi olarak tanımlanan terk
edilmiş mülkler ve bunların Tazminat Dönemi sonrası akibeti de incelenecektir.
Engizisyondan kaçan Yahudilere kucak açan Bursa’da bu
göçten kalan bir nüfus barınıyordu ve Yahudi mahallelerine dağılmış sinagogları vardı, bunlar Yahudilerin
şehirden ayrılmasıyla terk edildi. Bursa’da
hayatı en çok etkileyen şey, günümüzde hâlâ gelişmekte olan ipek endüstrisidir.
19’uncu yüzyılın sonlarında Rum ve
Ermeni mahallerinde ipek fabrikaları tarafından desteklenen kiliseler (ve küçük
camiler) yapılmıştı. Ayrıca Fransa,
kıyıdan şehre uzanan bir demiryolu hattı inşa ederek bu endüstriden yararlanmış
ve Fransız kilisesi ile varlığının damgasını vurmuştur. 19’uncu yüzyılın
sonlarında, Abdülhamit döneminde evkaf mülkleri, örneğin şehrin üst
yamaçlarında inşa edilen askeri okul gibi modernleştirici seküler binalar
olarak kullanılmak üzere dini mahiyetlerinden çıkarılmıştır.
Abdülhamit’ten sonraki dönemin ve Cumhuriyetin kuruluş
döneminin siyasi olayları İmparatorluğun
Yunanistan’ı kaybetmesine ve iki yönde nüfus hareketlerine yol açmıştır – Rumlar
Yunanistan’a, Türkler Türkiye’ye gitmiştir. Bu durum Bursa’daki bütün dini
binaların dönüştürülmesini ve konut mimarisini etkilemiştir ama bu makalede ele
alınmayacaktır. Yunanistan’daki camilerin yıkıldığını ya da yeni seküler
amaçlara hizmet ettiğini söylemek yeterlidir.